Aynı İşverenin Bir veya Değişik İşyerlerinde Devamlı ve Fasılalı Olarak Geçirilen Süreler
Aynı İşverenin Bir veya Değişik İşyerlerinde Devamlı ve Fasılalı Olarak Geçirilen Süreler
İş Kanunun 14. Maddesinin 2. Fıkrasına göre “İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır”. Kanunun metninden de görüldüğü üzere; işverenin farklı işyerlerinde çalışan işçiler aynı işi ya da başka işi yapsalar da kıdem süresinin hesabında tüm süreler göz önünde bulundurulur. İşyerlerinin farklı hizmet kollarında olmuş olması ya da belirtildiği işçinin başka bir işi yapması sonucu değiştirmeyecek ve tüm süre üzerinden kıdem hesabı yapılacaktır.
Yargıtay, “belediye hizmetlerinin bütünlüğü içinde yer alan ünitelerin” farklı tüzel kişiliklerde olsalar dahi bir bütün olarak görülmesi gerektiğini belirtmiştir. Buna göre aynı belediyenin bünyesindeki EGO idaresinden ayrılarak fen işlerine geçen davacı işçinin bu ayrılışının kıdem tazminatı gerektirmeyen bir istifa olarak değil görev değişikliği olarak kabul edileceğini ve tüm süre üzerinden kıdem hesabı yapılması gerektiği içtihat edilmiştir.[1]
- Fasılalarla Çalışma ve Kıdem Süresi
Kanunun açık hükmünden de görüldüğü üzere işverenin işyerinde fasılalı çalışmalar, birleştirilerek kıdem süresi hesaplanmalıdır. İşçinin işyerinde değişik zamanlarda çalışmış olması durumu değiştirmeyecek ve hizmet süreleri birleştirilerek kıdem süresi tespit edilecektir.Kanun fasılalı çalışmalar konusunda hiçbir ayrım yapmadığından, iş akitlerinin kısa veya uzun ya da belirli veya belirsiz süreli olması bu açıdan önem taşımamaktadır.[2]
- Önceki Çalışmanın Kıdem Tazminatına Hak Kazandıracak Şekilde Sona Ermesi
Fasılalı çalışma durumunda önceki çalışmaların kıdem tazminatlarına hak kazandıracak şekilde sona ermesi halinde işçinin çalışmalarının birleştirilerek kıdem tazminatı hesabı yapılacağı açık ve tartışmasızdır. Örneğin; 01/01/2010-2012 ve 01/01/2014-2016 yılları arasında çalışan ve ilk dönemin sonunda iş akdi haksız olarak feshedilen işçinin tekrar işe alınması durumunda işçinin iş akdi ikinci kez haklı hiçbir sebebe istinat etmeden feshedildiğinde, çalışma dönemlerinin birleştirilerek kıdem süresi tespit edilecek ve bu surette son maaş üzerinden kıdem tazminatı hesaplanacaktır.
- Önceki Çalışma Nedeniyle Kıdem Tazminatının Ödenmiş Olması
İşçi kıdem tazminatını alarak ayrıldığı işyerinde tekrar iş başı yaparak çalışmaya devam etmiş ve iş akdi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde son bulmuş olabilir. Yukarıdaki örneğimizi uyarlarsak, işçinin çalıştığı ilk dönem (01/01/2012-2014) karşılığı işverence tazminat hakkı verilerek çıkarılan işçi tekrar işe alınıp iş akdi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde son bulduğunda tüm kıdem süresi üzerinden mi tazminat hesabı yapılacak yoksa sadece ikinci dönem üzerinden mi tazminat hesabı yapılacaktır ? Konu tartışmalıdır. Bir görüşe göre; Aynı işverene ait bir veya değişik işyerlerinde fasılalı olarak çalışan ve ilk döneme ilişkin kıdem tazminatı alan işçiye sonraki çalışması nedeniyle bu tazminat ödenirken, kıdem tazminatının tüm hizmet süreleri ve son ücret üzerinden hesaplanması, bulunan tutardan daha önce ödenen miktarın düşülmesi gerekmektedir. [3]
Bizim de savunduğumuz diğer görüşe göre; 1475 sayılı İş Kanunun değişik 14. Maddesinin 8. Fıkrasına göre, aynı kıdem süresine için bir defadan fazla kıdem tazminatı ödenmez. O halde işçinin, aralıklı çalışmalarında kıdem tazminatı alarak işinden ayrıldığı dönemler kıdem süresi içerisinde değerlendirilemez. Aksi durum kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil edecektir.[4] Nitekim Yargıtay da aynı görüşü benimsemekte ve kıdem tazminatı alınarak sonlandırılan sürenin tekrar hesaba katılmaması gerektiğini içtihat etmektedir.[5] Ancak burada fasılalı çalışma olgusu üzerinde titizlikte durulması gerektiğini vurgulayalım. Zira; yukarıda ayrıntısıyla açıkladığımız üzere işçinin aralıksız çalışmış olmasına rağmen kıdem tazminatı verilip girdi – çıktı işlemi yapılması ayrı bir konu olup; bu hususa ilişkin yukarıya atıf yapılmasıyla yetiniyoruz.
İlk görüşün savunucuları tarafından gerekçe yapılan ve devamlı çalışma durumunda ödenen tazminat ile fasılalı çalışma durumunda ödenen tazminat miktarlarının farklı olacağı hususuna ilişkin ÇELİK & CANİKLİOĞLU & CANPOLAT’ın cevabını alıntılamakla iktifa ediyoruz. Yazarlara göre “Karşı görüşün dayanklarından biri olan, devamlı çalışma halinde ödenecek tazminatla aralıklı çalışma halinde ödenecek tazminat arasında eşitliğin sağlanması için bunların aynı miktarda olması gerektiği düşüncesi de, bu tazminatların değişik zamanlarda ödendiği gerçeğini gözden kaçırdığı için, isabetli sayılmaz. Söz konusu iki durumda tazminat tutarları arasında sağlanacak rakamsal bir eşitlik, gerçek bir eşitlik sonucunu doğurmaz. Önceki bir çalışma süresine ilişkin olarak ödenen tazminatın zamanla kazandığı ekonomik değer ve en azından yasal faiz göz önüne alındığında, gerçek bir eşitliğin sağlanabilmesi için, ayrı zamanlarda ödenen kıdem tazminatı toplamının bir defada ödenenle eşit miktarda olmayıp herhalde daha az olması gerekir.”
- Önceki Çalışmaların Kıdem Tazminatına Hak Kazandırmayacak Bir Şekilde Sona Ermesi
Burada üzerinde durulması gereken ödemli bir hususta, önceki çalışmaların kıdem tazminatına hak kazandırmayacak bir şekilde sona ermesi durumudur. Yukarıdaki her iki durumda da işçi kıdem tazminatına hak kazanmış olmasına rağmen ilkinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmamış ikincisinde ise tazminat ödemesi yapılmıştır. Ancak buradaki durum her ikisinden de farklıdır. İşçinin ilk dönem çalışmaları tazminata hak kazandırmayacak sona erdiği bir halde; tüm süre üzerinden tazminat hesabı yapılıp yapılmayacağı tartışmalıdır. Hakim olan görüşe göre; İş Kanunun 14/4’ de kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin kıdem tazminatı açısından birleştirileceği öngörülmüş ancak izleyen 5. Fıkrada “kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz” denilmiştir. O halde kamu kuruluşlarında çalışan işçilere ilişkin olarak önceki çalışmaların kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona ermemesi halinde tazminata hükmedilemeyeceğini belirten bu madde özel bir düzenleme içermektedir. Kanunun lafzi yorumuna göre, kamu kuruluşlarına ilişkin getirilen bu özel düzenlemenin mefhumu muhalifinden çıkan sonuç kamu kuruluşlarında çalışmayan işçilerin önceki çalışmalarının kıdem tazminatına hak kazandırmadan sona ermesi durumunda dahi tüm süre üzerinden kıdem tazminatı hesabı yapılmalıdır.
[1] SÜZEK; 699
[2] SÜZEK; 700
[3] SÜZEK 701; NARMANIOĞLU 594
[4] TUNÇOMAĞ & CENTEL 237 ; ÇELİK& CANİKLİOĞLU& CANPOLAT 510 ;EYRENCİ&TAŞKENT&ULUCAN 239
[5] “İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenmeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz.” 9. HD; 16/01/2012, E 31730 , K 141
Hi, this is a comment.
To get started with moderating, editing, and deleting comments, please visit the Comments screen in the dashboard.