
BOŞANMA SEBEPLERİ
Türk Medeni Kanunu’nun 161-166.maddeleri arasında düzenlenmiş olan boşanma sebepleri özel ve genel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ
1. ZİNA
•Türk Medeni Kanunu’nun 161.maddesinde düzenlenmiş olan zina, evli olan kişinin karşı cinsten biri ile en az bir kez cinsel ilişki yaşaması olarak tanımlanabilir.
•Zinadan söz edebilmek için, zina yapan eşin isteyerek cinsi münasebette bulunması gerekir.
•Eşlerin eşcinsel ilişkileri zina sayılmaz. Bu halde diğer eş haysiyetsiz yaşam sürme gerekçesiyle veya evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanılarak boşanma davası açabilir.
•Eşler mahkemenin ayrılık kararı sonucu ayrı yaşıyor olsalar bile, karşı cinsle yaşanan cinsi münasebet zina sayılır.
•Cinsi münasebette bulunmaksızın flört etme veya yakınlık kurmak zina sayılmaz.
•Zinanın ispatlanması için dayanılan delillerin hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş olması gerekir.
•TMK m184/3’de belirtildiği üzere, tarafların ikrarları hakimi bağlamaz..
•Medeni kanun zina sebebine dayalı boşanma davasında 2 hak düşürücü süre öngörmüştür. İlki, eşin zinayı öğrenmesinden itibaren 6 aydır. İkincisi de zina fiilinden itibaren 5 yıldır. Bu sürelerin geçmesi halinde dava açma hakkı sona erer. Zina sebebine dayanılarak boşanma davası açmak için gerekli süre kaçırılmışsa da bu durum evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava açmaya engel değildir.
•Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Af açık veya örtülü olabilir. Aftan söz edebilmek için, eşin davranışlarından açık bir şekilde af iradesinin görülmesi gerekir.
2. Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ya da Onur Kırıcı Davranış
•Eşi intihara teşvik ve eşin ölmemesi için gerekeni yapmaktan kaçınma da hayata kast sayılır.
•Hayata kast şartının gerçekleşmesi için tehdit yeterli değildir.
•Pek kötü muamele, diğer eşin vücut bütünlüğü ve sağlığına yönelik her türlü saldırıdır.
•TMK m.162/2-3’e göre: ‘’ Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’
3. Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
•Suçun yüz kızartıcı suç (küçük düşürücü suç) olup olmadığı, toplumdaki anlayışa göre hakim tarafından takdir edilir. Rüşvet, hırsızlık, hileli iflas, dolandırıcılık, evrakta sahtecilik vb. genel olarak yüz kızartıcı suç olarak kabul edilir.
•Randevu evi işletme, alkolik olma, kumarbazlık, uyuşturucu bağımlılığı haysiyetsiz hayat sürme örnekleri olarak verilebilir.
•Bir defalık haysiyetsiz davranış boşanma sebebi sayılmak için yeterli değildir; fiilin devamlı olması gerekir. (DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ 112)
•Eğer bu suçlar, diğer eş için onunla birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmemişse, sırf bu sebeplerden birinin varlığı boşanma için yeterli değildir. Birlikte yaşamanın diğer eş için çekilmez hale gelmesi gerekir.
•Dava herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. Her iki halde de dava her zaman açılabilir.
4.Terk
•MK 164 ‘’Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir…’’
•Terk eden eşin amacı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek amacıyla olmalıdır. Haklı bir sebep halinde (iş, askerlik, hastalık vb.) diğer eşin boşanma davası açma hakkı yoktur.
•Diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlama veya haklı bir sebep olmadan onun ortak konuta dönmesini engelleme durumlarında ortak konuttan ayrılan eş değil, buna sebep olan eş terk etmiş sayılır.
•Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi için ihtar yapılmış olması ve bu ihtara rağmen eşin ortak konuta dönmemiş olması gerekir. İhtar terkin dördüncü ayından itibaren yapılabilir.
5.Akıl Hastalığı
•MK 165 ‘’Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’
Akıl Hastalığından dolayı boşanma davası açılabilmesi için üç şartın bulunması gerekir:
1- Akıl hastalığının evlilik sırasında var olması,
2- İyileşmeyeceğinin resmi sağlık kurul raporuyla tespit edilmiş olması,
3- Akıl hastalığından dolayı diğer eş için ortak hayat çekilmez hale gelmiş olması.
BOŞANMANIN GENEL SEBEPLERİ
TMK m.166’da 3 tür genel boşanma sebebi düzenlenmiştir:
1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
2-Eşlerin boşanma konusunda anlaşması
3-Ortak hayatın kurulamaması
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
•Bu sebebin kabul edilebilmesi için eşlerden birinin ortak konutta yaşaması çekilmez hale gelmeli, eşler arasında şiddetli geçimsizlik bulunmalıdır.
•Bu sebebe dayanarak boşanma davası açmak için bir kusur şartı aranmaz. Eşlerin elinde olmayan durumlar dolayısıyla ortaya çıkan sebep, eşler için ortak yaşamı çekilmez hale getiriyor ise eşler kusursuz olmalarına rağmen, bu sebebe dayanılarak boşanma davası açılabilir.
•Açılmış olan boşanma davasında, temelden sarsılmaya sebep olan olayda davacı daha kusurlu ise davalı eş, bunu ileri sürerek eşinin açtığı davaya itiraz edebilir.
•Boşanma sebebinin var olup olmadığını hakim takdir edecektir.
•Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılacak olan dava herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.
Eşlerin boşanma konusunda anlaşması
Genel tabiriyle anlaşmalı boşanma, birkaç şarta tabidir:
•Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
•Boşanmak için eşler, ya birlikte mahkemeye başvurmalı ya da eşlerden biri, diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmelidir.
•Tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına emin olmak için hakimin, tarafları bizzat dinlemesi gerekir.
•boşanmanın sonuçlarına ilişkin hususlarda anlaşmış olmaları gerekir.
Ortak hayatın kurulamaması
•TMK 166/4’te hükme bağlanmıştır; ‘’Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.’’
İLETİŞİM
GSM: +905068134357
Email: info@ozunverhukuk.com
•Boşanma Davası
•Boşanma davaları ne kadar sürer?
•Boşanma davası hangi mahkemede açılır?
•Whatsapp konuşmaları delil sayılır mı?
•Kadın için bekleme süresi (İddet Müddeti) nedir?
•DİĞER HUKUKİ YAZILARIMIZ İÇİN TIKLAYIN
Konuyla ilgili Yargıtay kararları
Y.2.HD. 13.05.2014 E.2013/21037, K.2014/11091
(…) Davacı, kocasının başka kadınla birlikte yaşadığını, bu kadından çocuğunun olduğunu ileri sürerek, öncelikle zina (TMK m.161), bu mümkün olmadığı takdirde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166) sebebine dayanarak boşanma talebinde bulunmuş; mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddeleri gereğince boşanmaya, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle zina nedenine dayanan boşanma talebi yönünden ret kararı verilmiştir. Zina (TMK m.161) sebebine dayanan boşanma davalarında, yasada öngörülen hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde, son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar. Davalının, başka bir kadınla karı-koca gibi birlikte yaşamasının devamlılık arz ettiği, bu kadından bir çocuğunun olduğu ve davanın açıldığı tarihte de birlikte yaşamın devam ettiği tanıklarca ifade edildiğine göre, altı aylık sürenin sona erdiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davanın süresinde açıldığı gözetilmeden şartları oluştuğu halde, zina nedenine dayanan boşanma talebinin kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1.maddesine dayalı boşanma hükmü kurulması doğru değildir (…).
Y.2.HD. 12.04.2012 E.2011/11809, K.2012/9372
(…) Davacı koca, dava dilekçesinde boşanmaya neden olan olayları; davalı kadının kendisine yönelik ağır hakaretleri, bıçakla üzerine yürümesi ve tehdidi şeklinde belirtmiştir. Davacının belirttiği bu olaylar Türk Medeni Kanunu’nun 162.maddesinde yazılı hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuki sebebi kapsamında değerlendirilebilecek olaylardır. Davacı, dilekçesinde öncelikle Türk Medeni Kanunu’nun 162.maddesi gereğince, bu mümkün olmadığı takdirde Türk Medeni Kanunu’nun 166/1.maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma kararı verilmesini talep ettiklerini de bildirmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş, toplanan delilleri öncelikle Türk Medeni Kanunu’nun 162.maddesi kapsamında değerlendirmek Türk Medeni Kanunu’nun 162.maddesinin şartları oluşmuşsa tarafların boşanmalarına karar vermek, olmadığı takdirde Türk Medeni Kanunu’nun 166/1.maddesini değerlendirmek olmalıdır (…).
Y.2.HD 01.12.2004 E.2004/13099, K.2004/14288
(…) Türk Medeni Kanunu’nun 163.madde gerekçesinde; küçük düşürücü suç ve haysiyetsiz hayat sürmenin nisbi boşanma sebebi haline getirildiği, buna göre ister küçük düşürücü bir suç işlenmiş olsun, ister haysiyetsiz bir hayat sürülmüş olsun boşanmaya hükmetmek için bu durumların diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır (…).