Aile HukukuAnlaşmalı Boşanma ProtokolüBilirkişi Raporuna İtiraz DilekçeleriBoşanma Dava DilekçesiÇocukla Kişisel İlişki Talep DilekçesiDiğer DilekçelerHukuki YazılarMalatya AvukatNafakanın İptali DilekçesiNüfus Kaydının Düzeltilmesi Dilekçesi

Evlenmenin Hükümsüzlüğü

Hükümsüzlük Sebepleri ve Evlilik

EVLENMENİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

 

EVLENMENİN YOKLUĞU

Evlenmenin Kurucu Unsurları:

  • Evlenecek kişilerin farklı cinsten olması
  • İrade açıklamasının resmi memur önünde yapılması
  • Sözlü irade beyanı

Evlenmenin kurucu unsurlarından herhangi birine uyulmadığı takdirde evlenme yok hükmündedir. Evlenmenin varlığından söz edilemeyeceği için, evlenmenin iptalinden de söz edilemez. Kurucu unsurlara uyulmadan yapılan evlenme, evlenmenin hüküm ve sonuçlarını doğurmaz. Yok olan evlenme kendiliğinden hükümsüzdür. Ayrıca bir dava açılmasına gerek yoktur.

 

EVLENMENİN BUTLANI

Kurucu unsurların var olması sebebiyle kurulmuş olan evlenmenin, geçerli olması için aranan unsurlarında bir eksikliğin bulunması ya da tarafların iradesinde bir sakatlığın mevcut olması halinde butlandan söz edilir. Türk Medeni Kanunu’nun 156.maddesinde de ifade edildiği üzere ‘’Batıl bir evlilik, ancak hakim kararıyla sona erer. Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.’’

 

Mutlak Butlan Sebepleri:

Türk medeni Kanunu’nun 145.maddesinde mutlak butlan sebepleri sayılmıştır.

(TMK 145) Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:

  1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
  2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
  3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
  4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
  • Kanunda sayılan sebepler dışında herhangi bir sebeple, evlenmenin mutlak butlanına karar verilemez.
  • İlgili herkes tarafından mutlak butlan davası açılabilir.
  • Mutlak butlan davası devam ederken davacı eş ölürse mirasçıları devam ettirebilir.
  • Mutlak butlan davası bir hak düşürücü süreyle sınırlandırılmamıştır. Her zaman açılabilir. 

 

Nisbi Butlan Sebepleri:

Türk Medeni Kanunu’nun 148-149-150-151 ve 153.maddelerinde nisbi butlan sebepleri sayılmıştır.

TMK m.148 ‘’Evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin iptalini dava edebilir’’

TMK m.149 ‘’Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:

  1. Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
  2. Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.’’

TMK m.150 ‘’Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:

  1. Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
  2. Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.’’

TMK m.151 ‘’Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.’’

TMK m.153 ‘’Küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alınmayan yasal temsilci evlenmenin iptalini dava edebilir.

Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz yaşını doldurmak suretiyle ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.’’

  • MK 152, eşlerin nisbi butlan davası açma hakkını altı aylık ve beş yıllık hak düşürücü süreye tabi tutmuştur. Beş yıllık süre azami olup, evlenmenin tamamlandığı anda işlemeye başlar. Altı aylık sürenin başlangıcı, yanılma ve aldatma halinde bunların öğrenildiği, korkutmada ise korkutmanın etkisinin sona erdiği andır. Bu süreler geçtikten sonra artık eşlerin nisbi butlan davası açma hakları sona erer. (DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, 96)

KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

  1. HGK 02.11.2011 E.2011/7-695, K.2011/673

(…) Medeni kanun’da düzenlenmiş bulunan butlan hallerinin tespitinde evlenmenin geçersizliği aynı ağırlıkta değildir. Bu nedenle evlenmenin butlanı doktrinde ve uygulamada, ‘’mutlak butlan’’ ve ‘’nisbi butlan’’ olarak ikiye ayrılır. Bilindiği üzere kesin olan evlenme engelleri evlenmeyi mutlak butlanla sakatlamakta; istisnalar dışında mutlak butlanla sakat olan evlilik, kural olarak kamu düzenini zedelediğinden sakatlık herkesi ilgilendirmektedir… açılacak olan butlan davası herhangi bir süreye bağlı değildir. Dolayısıyla tarafların beraber geçirdikleri zaman, batıl evlenmeyi geçerli hale getirmez. Evlenmenin mutlak butlanına yol açan sebepler aynı zamanda birer kesin evlenme engelidir. TMK’nın 145.maddesinde mutlak butlan sebepleri; ‘’mevcut evlilik’’, ‘’yasak derecede hısımlık’’, ‘’ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk’’ ve ‘’evlenmeye engel derecede akıl hastalığı’’ olarak sayılmıştır. Aynı Kanun’un 129.maddesinde öngörülen, hısımlık derecesi kesin evlenme engellerinden olup, bu hısımlığa rağmen yapılan evlilik mutlak butlanla sakatlanmaktadır. Eşlerin evlenmesi sırasında kanunda öngörülen derecede hısımlığın bulunması halinde, yapılan evlilik mutlak butlanla batıl olacağından, sözü geçen hısımlık yapılacak evlilik için kesin evlenme engeli oluşturmaktadır. Evliliğin, TMK’nın 148 ile 151.maddelerinde sayılan sebeplerden birisi nedeniyle sakat olması halinde nisbi butlandan söz edilir. Evlenmenin nisbi butlanına yol açan sebepler de kanunda tahdidi olarak sayılmıştır. Bu sebeplerin dışındaki bir sebeple nisbi butlana dayanılarak evliliğin iptali istenemez. Nisbi butlanı, mutlak butlandan ayıran en önemli fark nisbi butlan sebeplerinin kamu düzenini ilgilendirmemesidir. Nisbi butlan sebepleri kanunda, evlenme esnasında ‘’ayırt etme gücünden geçici yoksunluk’’, ‘’irade fesadı halleri (hata, hile, korkutma)’’, ve sınırlı ehliyetsizler açısından ‘’yasal temsilcinin rızasının bulunmaması’’ şeklinde sayılmıştır. Nisbi butlan davası açma hakkı belirli sürelere bağlıdır. Bu süre iptal nedenini öğrendikten veya korkutmanın ortadan kalkmasından itibaren altı ay ve en çok evlenme akdinden itibaren 5 yıldır (TMK’nın 152.maddesi). Bu süreler içerisinde dava açılmazsa iptal davası açma hakkı düşer ve artık evlilik geçerli bir evlilik gibi süreklilik kazanır (…).

 

Y.2. HD, T.03.05.2011, E.2011/4235, K.2011/7649

(…) Evleneceklerin evlenme yaşını (TMK.md.124) doldurmuş olmaları, evlendirmeye selahiyetli memur önünde irade beyanı gibi geçerli bir evlenmenin asli ve kurucu unsurudur. Aktin kurucu unsurlarındaki noksanlık evlenmenin yokluğu sonucunu doğurur.Evlenme tarihinde davacı H. G.; onbeş yaşını doldurmamış, hakim tarafından izin verilebilecek onaltı yaşını dahi tamamlamamıştır. (TMK. md.124/2) Bu durumda yapılan evlenme akdi, butlanla sakat değil, yok hükmünde olur. (2.H.D’nin 14.04.2003 tarihli 2003/4315-5370 sayılı, 30.10.2006 tarihli 2006/6049-14441 sayılı kararları) Öyleyse evlenmenin yokluğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, iptal hükmünün kurulması da usul ve yasaya aykırı olmuştur (…).

Yakup ÖZÜNVER

Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı
Hemen Ara