Miras Hukuku

MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ

Yazılı Miras Taksim Sözleşmesi

Mirasçılar, murisin vefatının sonra bir araya gelerek, miras taksim sözleşmesi imza etmiş olabilirler. Yazılı miras taksim sözleşmesi belirli şartların varlığı halinde, hukuken geçerli kabul edilmekte ve tapu memuru dışında yapılan sözleşmeye hukuk, değer atfetmektedir.

Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunu 676/II maddesi “Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.” hükmünü havidir. Görüldüğü üzere 676/II maddesinin tatbik edilebilmesi için iştirak halinde mülkiyetin cari olması gerekmektedir. Dolayısıyla müşterek mülkiyeti esaslarının uygulandığı tapularda, yazılı miras taksim sözleşmelerine itibar edilmez.

Miras ortaklığının sona erme sebeplerinden birisi de iştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesidir. Mirasçılar, aralarında kanun hükmü gereği kendiliğinden doğmuş bulunan elbirliği mülkiyeti rejimini, paylı mülkiyete dönüştürebilirler. Böyle bir durumda da miras ortaklığı sona ermiş olur. (Prof. Dr. Mehmet AYAN; Miras Hukuku, 2009 Bası, Sf 252) Sona eren miras ortaklığından kaynaklı TMK 676. maddesinin uygulama kabiliyeti de ortadan kalkmaktadır. Emsal kararlar :

“Buna karşılık, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinden sonra yapılacak taşınmaza ilişkin taksim sözleşmesinin geçerliliği resmi şekle tabidir….İştirak çözüldükten sonra müşterek mal haline dönüşmüş bir taşınmaza ilişkin taksim anlaşması ise resmi şekle tabidir.” 13. HD., 4.11.1997, E.1997/8014, K.1997/8727 (YKD., C.24, S.7, 1998, s.1013-1015)

Davalı P. ile diğer ortaklar arasındaki paydaşlık ilişkisi paylı mülkiyet şeklindedir. Başka anlatımla, tapu pay sahipleri arasında önceden var olan mirasçılık ilişkisi ortadan kalkmıştır. Buna göre resmi şekilde yapılmayan dayanak miras paylaşım sözleşmesi geçerli değildir. Davacıların iptal ve tescil davalarının belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken paylı mülkiyette tapu dışı yazılı paylaşım sözleşmesine değer vermek suretiyle davanın kabulü doğru değildir.”8. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2008/2877, Karar Numarası: 2008/3513, Karar Tarihi: 24.06.2008

5/02/2008 tarihinde davacılar …, …, davalı … ve dava dışı … adına intikal gördüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, 15/02/2008 tarihinde eş anlatımla taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten önceki bir tarihte dava konusu taşınmaz paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olup taşınmaz tereke malı olmaktan çıkmıştır. Bu sebeple bahsi geçen parsele ilişkin yapılan sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”8. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2018/10954; Karar Numarası: 2018/14433; Karar Tarihi: 26.06.2018

Yargıtay kararlarından da görüldüğü üzere; paylı mülkiyete geçildiğinden, taşınmaz tereke malı olmaktan çıkmışsa, paylaşma sözleşmesinin resmi şekilde yapılması icap etmektedir. Aksi durumda, sözleşme şekle aykırılıktan geçersiz sayılacaktır.

Taraflar, yazılı miras taksim sözleşmesi ile mirası paylaşmış ancak tapuda yapmış oldukları ayrı bir işlemle, taksim sözleşmesinden dönmüş olabilirler. Emsal kararlar :

“TMK.nun 676 maddesine göre mirasçılar arasında terekeye dahil tapulu bir taşınmazdaki pay devri yazılı olması şartı ile geçerlidir. Davacının dayanmış olduğu 02.06.2004 tarihli sözleşme anılan yasa maddesine uygun olarak düzenlenmiş ise de, pay devrinden sonra yukarıda açıklandığı üzere tarafların bir araya gelerek tapuda paylı şekilde intikal yaptığından taraflar arasındaki sözleşmeye değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Çünkü tapuda resmi biçimde yapılan işlem sonucu (elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi) mirasçıların 02.06.2004 tarihli paylaşım sözleşmesinden döndüklerinin ve sözleşmenin böylece bozulduğunun kabulü gerekir.”8. HUKUK DAİRESİ; Esas Numarası: 2012/4058; Karar Numarası: 2012/10541; Karar Tarihi: 15.11.2012

Sözleşme yapıldığı tarihte elbirliği hükümlerine tabi olan taşınmazlar, … mirasçıları adına 03/09/2013 tarihli ve 15466 yevmiye numaralı akitle intikal görmüş olup, resmi akite sözleşmede hak talep eden davacılar … ve … vekil aracılığı ile katılmışlardır. Bu işlem ile miras payının devrine ilişkin 16/07/2013 tarihli sözleşmeden dönüldüğü ortadır. Bu durumda, taksim sözleşmesinin bozulduğu ve artık hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybetmiş olduğunun kabulü gereklidir. Bu nedenle bu sözleşmeye dayanılarak hak istenemez.”8. HUKUK DAİRESİ; Esas Numarası: 2018/10954; Karar Numarası: 2018/14433 ; Karar Tarihi: 26.06.2018

Kısaca yazılı taksim sözleşmesi için iştirak halinde mülkiyetin varlığı ile tüm paydaşların katılımı ile yapılan yazılı sözleşmenin varlığı gerekmektedir. Uygulamada bazen, resmi işlemden önce yapılan taksim sözleşmelerinin geçerliliğine ilişkin tereddütler oluşmakta olup, müstekar yargı kararlarına göre, miras taksim sözleşmesinden sonra yapılan resmi tapu işlemleri, sözleşmeden dönüldüğü sonucunu çıkarmakta olup, mirasçıların bu hususta dikkatli davranmaları gerekmektedir.

 

Av. Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı
Hemen Ara