
Askı süresinin kıdeme etkisi başlığı altında, hizmet akdinin askıda olduğu sürelerin kıdeme dahil olup olmayacağını genel hatlarıyla açıklamakla yetinebilecekken; konunun daha net anlaşılabilmesi adına tek başlık yerine birden çok alt başlıkla doktrin ve yargı görüşlerine yer verdik. Bu alt başlıklardan biri de ücretsiz izin sürelerin kıdeme etkisidir. Bilindiği üzere; sözleşmenin askıda olduğu hallerden biri de ücretsiz izin halidir. Öğretide bir kısım yazarlara göre askı sürelerinin tümünün işçinin kıdemi hesabında göz önünde bulundurulması icap etmektedir. Nitekim; İş Kanunu 14. Maddesinin 1. Fıkrasının açıklığı karşısında aksi düşünülemez. İş akdinin askıda da olsa devam ettiği tüm sürenin kıdem hesabında göz önünde bulundurulması icap etmektedir. Ancak Yargıtay, bu görüşü benimsememekte ve çalışılan ve kanuna göre çalışılmış sayılan sürelerin toplamının kıdem hesabında göz önünde bulundurulacağından bahsetmektedir. “Çalışılmış gibi sayılan haller de İş Kanunu 51. Madde de belirtilmiştir. Bu maddede yer almayan ücretsiz izin süresini çalışılmış sayılan süre olarak kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki; uzun süreli ücretsiz yıllık izinleri kıdem süresinden saymak hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.” Yargıtay’ın bu görüşü doktrinde haklı olarak eleştirilmektedir. Herşeyden önce İş Kanunu 55. Maddesinde işveren tarafından verilen diğer izinlerin çalışılmış sayılan sürelerden olduğu kabul edilmektedir. Bu hükmün işverenler tarafından verilen ücretsiz izinleri de kapsadığı kuşkusuzdur.[1] Ayrıca İş Kanunun teorik temeli ücretsiz izin süresini kıdem süresi hesabında göz önünde bulundurmayı gerektirmektedir. [2]
[1] SÜZEK 696
[2] SÜZEK’e göre “Kendi kusuruna dayanmayan veya işverenin alanında ortaya çıkan nedenlerle iş görme edimini yerine getiremeyen, bunun sonucunda ücret alamayan işçinin bir de kıdeme bağlı haklardan yoksun bırakılması modern iş hukukunun izlediği amaçlar arasında yer almaz”.